Osmanlı Savaş Tarihi

Pelekanon (Eskihisar) Savaşı (1329)

Sultan Orhan’ın tahta çıkışının ilk döneminde Kocaeli yarımadası ve Bolu dolaylarında Akçakoca ve Konuralp akınlarına devam etmiş, gerçekleşen Aydos ve Samandıra fetihleri ile bölgedeki dengelerin değişmesine sebep olmuşlardır. Aynı sene (1328) içinde bu iki emektar gazi vefat etmiş ve bölgedeki akınları Gazi Abdurrahman ile Kara Mürsel üstlenmiştir. Bölgenin idari sorumluluğu ise Süleyman Paşa ve o sıralarda 3-4 yaşlarında olan Şehzâde Murad’a verilmiştir. Akçakoca bazı rivayetlere göre vefat etmeden önce bölgedeki hazırlıkları tamamlayarak İzmit kuşatmasını başlatmıştır. Bir kısım tarihçiye göre ise İzmit Kuşatması vefatından sonra vasiyeti gereği gerçekleştirilmiş bir harekâttır.

İzmit ve çevresindeki Türk ilerleyişi ve gelişmelerden kaygılanan Bizans İmparatoru (Genç) III. Andronikos Paleologos, Thynia (ya da Mezothynia) valisi Kontofre’nin tavsiyesi [1] üzerine sefer hazırlığına girişmiştir. Kuşatma altındaki İzmit ve İznik’in (ayrıca mümkün olabilirse Bursa’nın) kurtarılması amacıyla Didymóteicho (Dimetoka) ve Hadrianoúpolis (Edirne) civarında bulunan askerler toplanmış [2] ve boğaz geçilerek Skoútarion (Üsküdar) civarına çıkarılmıştır. Sultan Orhan ise Bizans ordusunun hareketinden haberdar olarak bölgeye yönelmiş ve Bizans ordusunun yavaş ilerlemesinden [3] de faydalanarak Kocaeli sahili boyunca sıralanan dağ silsilesi üzerine, bugün Nikeiata (Eskihisar) ile Tararitis (Darıca) arasındaki bölgeye [4] konuşlanmıştır. Bizans ordusu da bölgeye intikal ederek bugün Darıca’nın batısındaki bölgeye (Filokrene) gelmiştir.

Ordu başkumandanı olarak “Grand Domestikos” unvanıyla Ioannes Kantakuzenos savaşta bulunmuş ve savaşın ayrıntılarını aktarmıştır. Savaşın öncesinde Bizans İmparatoru bizzat Kyzikos (Kapıdağı) ve Pegea (Karabiga) kalelerine gitmiş ve bölgenin hakimi Karesi Beyi Temirhan ile bir antlaşma yapmıştır [5].

Osmanlı kaynaklarında pek bahsedilmeyen fakat Kantakuzenos sebebiyle Bizans kaynaklarında yer alan savaş, iki aşamada gerçekleşmiştir. Bizans ordusu tepelere yerleşerek stratejik üstünlük yakalayan Türk kuvvetlerinin düzlüğe çekilmesi amaçlanmıştır. Hatta Bizans İmparatoru, Osmanlı kuvvetleri düzlüğe inmezse savaş meydanını bırakıp çekilmeyi planlamaktadır. Diğer tarafta stratejik üstünlüğe sahip olan Sultan Orhan, klasik Türk savaş taktiğini uygulayarak kuvvetlerinin önemli bir kısmını tepe ardındaki geçide saklamıştır. Böylece Bizans kuvvetlerini tepeye çekmek suretiyle bir anda gizlediği birlikleri ortaya çıkararak savaşı kazanmayı planlamıştır. Bu amaçla, öncelikle 300 kadar süvariyi Bizans birlikleri üzerine göndermiştir. At üzerinde hızlı manevra yapabilen ve ok atabilen bu süvariler Bizans ordusunun ön hatlarına saldırıp geri çekilmişlerdir. Bu geri çekilmedeki amaç Bizans saflarını bozmaktır. İlk gün Bizans Ordusu safları bozmayıp yerinde kalmış ve ertesi gün Sultan Orhan, Pazarlu Bey komutasında daha büyük bir kuvvetle saldırmıştır. Bu ikinci saldırı esnasında Bizans safları bozulmuş ve İmparator kendi askerlerini korumak maksadıyla Kantakuzenos ile birlikte öne atılmıştır. Tam bu esnada İmparator Adronikos ve Ordu komutanı Kantakuzenos hafif bir şekilde yaralanmış ve Constantinople’a götürülmek üzere bir halı üzerinde kıyıdaki gemisine taşınmıştır. Karargâhta ise söylentiler İmparator’un öldüğü yönünde olup ordu içerisinde ciddi bir panik havasının esmesine sebep olmuştur. Savaş öncesindeki durumu Harita 1’de görülmektedir.

2-01-01
Harita 1

Dağılan birlikleri takip eden Osmanlı kuvvetleri Filokrene Kalesi önünde çekilen Bizans kuvvetlerini sıkıştırmış ve bu esnada ilginç bir olay yaşanmıştır. Panik havasında çekilen kuvvetler, savaş için boş bırakılan kalenin anahtarını kaybetmiş ve kapı önünde yığılmıştır. Bu fırsattan yararlanan Osmanlı kuvvetleri ise bu kalabalığı kılıçtan geçirmiş ve/veya birçoğunu esir almıştır. Ölenler arasında Kantakuzenos’un akrabaları Nikefor Kantakuzen de bulunmaktadır. Savaşın gelişimini Harita 2 ve Harita 3’te bulabilirsiniz.

Harita1-01
Harita 2

Harita 2-01Harita 3

Eldeki bilgiler sadece Bizans kaynakları ile sınırlı olmakla birlikte ordu komutanı Kantakuzenos’un subjektif yaklaşımı (bizzat orduyu komuta eden Andronikos’un onurunu kurtarmak adına böyle bir yola girdiği düşünülebilir) sebebiyle netlik kazanmayan savaş ile ilgili net bir şey söylemek mümkün değildir. Orduların mevcudiyetlerine ilişkin son derece abartılı bir yaklaşımda bulunan Kantakuzenos, savaş sonucunda gerçekleşen kayıplar ile ilgili de abartılı bir yaklaşımda bulunmuştur. Savaşın öncesinde Osmanlı kuvvetlerini 8000 olduğununda bahsederken Bizans kuvvetlerinin yaklaşık 2000 kişi olduğunu aktarmıştır buna rağmen Türk kayıplarının oldukça fazla olduğunu telaffuz ederken Bizans kayıplarının hemen hemen olmadığı (ya da son derece az olduğunu) dile getirmiştir. Bu bilgiye istinaden Bizans Ordusu’nun dağılarak çekilmesi son derece tuhaf gözükmektedir. Kaldı ki, mevzubahis İznik gibi Hristyanlarca kutsal sayılan bir şehir olduğunda bu savaşın bir ölüm kalım savaşı olması beklenmektedir.

Osmanlı müverrihleri ise konuya gereken önemi vermemişler ve Gazi Abdurrahman ile birlikte Sultan Orhan’ın bölgede Bizans birliklerini püskürttüğünü belirtmek ile yetinmişlerdir.

Savaş, bir Bizans İmparatoru ile Osmanlı Sultanı’nın ilk karşılaşması olması ve akabinde İznik’in tüm umutlarını yitirerek Türkler’e teslim olması açısından önem arz etmektedir.

Dipnotlar

  1. Bölgede uzun yıllar valilik yapan Kontofre, Türk akınlarına karşı mücadele vermiş ve Türklerin savaş tarzına vâkıf olduğundan Bizans İmparatoru’nu bölgeyi kurtarmak amacıyla böyle bir sefere yöneltmiş olması muhtemeldir.
  2. Makedonya ve diğer kısımlardaki askerlerin toplanması alacağından hızlı bir şekilde sadece Trakya’dan asker toplanarak harekâta başlanmıştır.
  3. Hammer, 4 fersahın iki günde aşıldığından bahsetmektedir.
  4. Pelekanon Savaşı’nın Maltepe Savaşı olarak lanse edilmesi Hammer’in yaptığı coğrafi bir hatadan gelmektedir. Bizans ordusu karargahını yaklaşık 30 km kuzeybatıda Maltepe sahilinde kurması akla ve mantığa pek uygun gelmemektedir. Nitekim, birçok Grekçe eserin çevirisinde bulunmuş Vladimir Mirmiroğlu tarafından tekzip edilmiş ve bölgenin bugünkü Darıca ile Eskihisar arasında olduğu tespit edilmiştir.
  5. Bu antlaşma, Prof. Dr. Halil İnalcık’a göre bir ittifak antlaşmasıdır. İmparator, İznik’i kurtarmak üzere girişeceği harekât öncesinde taraf aramaktadır. Karesi ile Osmanlı beylikleri arasındaki rekabet muhtemelen Adraneia/Adranos Kalesi’nin alınmasının ardından bir anlaşmazlığa dönüşmüştür.

Kaynakça

  1. İnalcık, H., Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları 1302-1481, İslam Araştırmaları Merkezi, İstanbul, 2010
  2. Hammer, J., Büyük Osmanlı Tarihi, Çev. Çevik, M., Üçdal Neşriyat, İstanbul, 2003
  3. Namık Kemal, Osmanlı Tarihi, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1971
  4. Uzunçarşılı, İ. H., Osmanlı Tarihi (6 Cilt), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988
  5. İnalcık, H., Orhan, TDV İslam Ansiklopedisi

“Pelekanon (Eskihisar) Savaşı (1329)” için 2 yorum

Yorum bırakın