Osmanlı Savaş Tarihi

Akçakoca ve Konur Alp Akınları (1305-1323?)

Orhan Gazi’nin 1305 yılında gerçekleştirmiş olduğu Güney Sakarya seferi sonrasında Karaçepüş Kalesi Konur Alp’e ve Absu/Ab Suyu Kalesi Akçakoca’ya verilmiştir. Bu gelişmelerin ardından erken dönem Osmanlı tarihçilerinin aktarımlarında yaklaşık 20 yıllık bir suskunluk dönemine girilmiştir. Tarihçilerin ihtilaflar yaşadığı bu karanlık dönem ile ilgili birçok tarihçi “durum geçiştirerek” Orhan Gazi’nin bu seferinin ardından Bursa Fethi’ne atlamaktadır. Bir kısım tarihçiler ise yaşanan olayları 1302 yılında gerçekleşen Bafeus (Koyunhisar) Savaşı ardından yaklaşık 20 yıllık bir zaman dilimine yayarak açıklamayı tercih etmiştir. Çağdaş (ya da en yakın) kaynaklar göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen taramada (ve yukarıda da açıklandığı üzere) iki ayrı teoriden bahsedilebilir. Kronolojik olarak sıralamak gerekirse, Karaçepüş ve Karatekin Kaleleri’nin Fethi sonrasından Bursa Fethi’ne (1326) kadar olan olaylar şu şekilde değerlendirilebilir.

Bizanslı çağdaş tarihçi Pachymêrês’in (ö. 1310) kayıtları, şüphesiz ki, dönem ile ilgili elimizdeki tek direkt bulgudur. Yazar, 1308 yılında tamamladığı eserinde (10. kitabın sonu ve 11. kitabın başı) Bithynia, Mysia, Phyrgia ve Lydia bölgelerinin her tarafında muhtelif Türkmen aşiret liderlerinin [1] akınlarından, bu akınlar sonucunda  meydana gelen toplu yıkımdan ve Türkler ile Bizans arasında sadece boğazın kaldığından bahsetmektedir. Bu ilerleyiş sonucunda halkın mutsuzluğundan bahsedilmekte ve İmparatorun bu durumla ilgili herhangi bir reaksiyon göstermemesinden şikayet edilmektedir. 1305 yılındaki Katoikia (Karaçepüş) Kalesi’nin alınmasının ardından tüm Kocaeli yarımadasının Türk akıncılarla dolduğunu ve halka göz açtırmadan sürekli saldırılar gerçekleştirdiklerinden bahsetmektedir.

Osmanlı kayıtları incelendiğinde döneme ait çok fazla bir bilgi verilmemektedir. Akçakoca ve Konuralp’e verilen Karaçepüş ve Ab Suyu Kaleleri Sakarya ve İzmit havzalarına gerçekleştirilen akınlar için üs olarak kullanılmış ve bu zaman dilimi (Bursa’nın fethine kadar) içerisinde sayısız akın gerçekleştirilmiştir. Konuyu Aşıkpaşazâde eserinde şu şekilde aktarmaktadır:

“…El-hâsıl-ı kelâm İznik’e râhatlık virmez oldılar (Samsa Çavuş). Ve bir tarafdan Koñur Alp Akyazı‘ya meşguldı ve bir tarafdan Akça Koca İznikmîd (İzmit) tarafına meşgûlıdı. ve bu uçlar be gâyet işlenür oldı. Ve bu gâziler şöyle dürişürler kim fethleri mukarrer olına. Giceler uyku uyumazlar, gündüz at arkasından inmezlerdi; kâyim turulardı.

Koñur Alp kılıcı Bolı’ya saldı
Velî Akyazı’da Düzbâzâr’ı aldı
Uzunca Bil’de kâfire bulandı
İki gün iki gece hoş dürişdi
Oradan kâfiri döndürdi kogdı
Akova’ya segirdür Koca
Gâzi Rahmân yaturmaz halkı gice
Çıkar İstanbol’uñ kâfiri dem dem
Kırar bunları gâziler iy hoca

Bu uçlarda bunlar dürişdiler kim bu iklîmleri Müsülmânlık ideler; zamân ıla kendülerüñ adı añıla.”

Konur Alp doğuya yönelerek Akyazı, Tuzpazarı, Uzuncabel ve Bolu üzerine akınlar düzenlerken Akçakoca (ve emrindeki Gâzi Rahman) ise Akova, İzmit ve Kocaeli yarımadasının batısında bulunan Samandıra, Aydos kalelerinin olduğu bölgeye yönelmiştir. Aşıkpaşazâde bu aktarımı yukarıda bahsedildiği gibi zaman belirtmeden [2] iki olay (Karaçepüş/Karatekin Kaleleri ile Bursa Kalesi’nin fethi) arasına yerleştirilmiştir. Burada bahsi geçen zaman yaklaşık 20 yıldır. Gerçekleşen akınlar ve yerleşimler Harita 1’de görülmektedir.

Harita 1-01 (1)
Harita 1

Namık Kemal ise Osmanlı Tarihi adlı eserinde Karaçepüş (Karacis) Kalesinin alınmasının ardından İznik yakınlarındaki Karatekin Kalesi’nin alınmasını zamana yayarak 1312-1316 tarihleri arasında gerçekleştiğini aktarmaktadır. 1317-1323 tarihleri arasında ise yukarıda bahsi geçen Konur Alp’in Tuzpazarı, Bohliye, Kerestecihisar fetihleri ile Uzuncabel çarpışması ile Akçakoca ve Gazi Abdurrahman’ın İstanbul’dan gelecek yardımları engellemek üzere Kidarı, Ermenipazarı, Ayangölü, ve Kocaeli üzerine seferleri aktarılmaktadır.

Değerlendirme

Kaynakların eksikliği sebebiyle Osmanlı Tarih yazımı için gerçekten de zor bir dönem olan 14. yüzyıl başlarındaki Osmanlı fütuhatının, 20 yıllık bir duraklama evresine girdiği teorisi, Anadolu’daki gelişmeler değerlendirildiğinde akla yatkın gelmektedir. 1308 yılında son Anadolu Selçuklu Sultanı II. Mesud’un  ölümünün ardından yeni bir sultan görevlendirilmemiş, (Moğollar adeta bir vali atarcasına Anadolu Selçuklu Sultanlarını seçmekteydi.) bunun yerine doğrudan Moğol idaresinin uygulandığı bir döneme girilmiştir. Moğollar atadıkları valiler (bknz. Emir Çoban ve oğlu Demirtaş Noyan) ile yarı-bağımsız hareket eden Türkmen beyliklerini hizaya getirmek için yoğun baskı uyguladığı bilinmektedir. Bu gelişmeler sebebiyle de Osmanlı beyliğinin çok aktif olmadığı düşünülebilir. Aynı zamanda Bursa, İznik ve İzmit gibi büyük ve kuvvetli hisarların önüne gelmiş olan beyliğin fetihlerin gerçekleşmemesi sebebiyle daha fazla ilerlenememiştir. Nitekim, 14. yüzyıl başlarında kuşatılmış olan Bursa ve İznik Kaleleri yaklaşık 20-30 yıllık uzun süren ablukalar sonunda teslim olmuştur. Demirtaş Noyan’ın 1327-1328 yıllarında ölümünün ardından rahat bir nefes alan beylikler para bastırmış ve gaza faaliyetlerini tekrar hız kazandırmışlardır.

İkinci görüşte/teoride ise Osman Gazi’nin 1304 [3] yılında Güney Sakarya Seferi ve Orhan Gazi’nin komuta ettiği 1305 [4] yılındaki seferleri daha ileri tarihlerde gerçekleştiği savunulmaktadır. Özellikle 19. yüzyıl tarihçilerinin benimsediği bu görüşte, Dimboz Savaşı için 1306 tarihi verilirken Osman Gazi’nin Güney Sakarya seferi ve Köse Mihal’in müslüman oluşu 1313 olarak  rivayet edilmektedir. Orhan Gazi’nin Karaçepüş ve Karatekin Kalelerini alması 1317 olarak gösterilirken bu tarihten 1323 yılına kadar İzmit-Sakarya-Düzce havzalarına olan akınlardan (Akçakoca ve Konur Alp’in akınlarından) bahsedilmektedir. [5] Ayrıca ilk dönem tarihçilerinde bahsi geçmeyen birkaç fetihten (ve tarihten) bahsedilmektedir ki bunlar; 1308 yılında Emir Ali komutasında İmralı adasının alınması ve 1321 yılında Mudanya’nın alınmasıdır.

Dipnotlar

  1. Amourioslar (Umur Bey), Atmanlar (Osmanoğulları), Alişirler (Germiyanoğulları), Menteşeler, Süleyman Paşalar, Alaidesler, Ameramanesler, Lamisesler, Sphondylesler(?) ve Pagdinesler o dönemki Anadolu Beyliklerinin ya da beylerinin Grekçe söylenişleridir.
  2. 19. yüzyıl tarihçisi Hammer bu olayların tarihini 1317 olarak belirlemiştir.
  3. Aşıkpaşazâde eserinde, Köse Mihal’in müslüman oluşu ile birlikte anlattığı sefer ile ilgili bu tarihi verir.
  4. Hadîdî’de Orhan Gazi’nin gerçekleştirdiği Karaçepüş ve Karatekin fetihleri ile ilgili bu tarihi vermektedir.

Kaynakça

  1. Âşıkpaşazâde, Âşıkpaşazâde Tarihi [Osmanlı Tarihi (1285-1502)], Haz. Öztürk, N., Bilge Kültür Sanat, İstanbul, 2013
  2. Hammer, J., Büyük Osmanlı Tarihi, Çev. Çevik, M., Üçdal Neşriyat, İstanbul, 2003
  3. Namık Kemal, Osmanlı Tarihi (3 Cilt), 1971
  4. Pachymérés G., Bizanslı Gözüyle Türkler, Çev. Barlas, B., İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2009

Yorum bırakın